DÖRDÜNCÜ KANAT

BİR EJDERHAYA HAYRAN OLMAK LEGAL Mİ?: DÖRDÜNCÜ KANAT

Ben gene bir şey yaptım; yeni basılmaya başlanmış bir seriye başladım. Bundan ne kadar nefret etsem de ne yapayım? Fantastik kitapların neredeyse hepsi seri. Kitap sektörü benimlen eylenir. (Son cümlenin Doğu şivesiyle okunması tercihimdir.)

Violet Sorrengail, hayatı boyunca kâtip olmak için yetiştirilmiş 20 yaşında bir genç kızdır. Violet’in annesi General Sorrengail ise Violet’in kâtip olmasına karşı çıkarak biniciler bölüğüne katılmasını emreder.

Basgiath Savaş Akademisi’nin biniciler bölüğü ejderhalarla bağ kurmak için hayatları boyunca zorlu eğitimlerden geçmiş acımasız öğrencilerle doludur. Öğrencilerin çok, ejderhaların ise az olduğu bu düzende öğrencilerin birbirini öldürmesi normaldir. Ayrıca ejderhalar da korkak ve kırılgan insanlardan hoşlanmaz ve onları küle çevirmeyi kendilerinde hak görürler.  Violet ise kırılganlığı ve annesinin konumu yüzünden tamamen hedef hâlindedir. Özellikle Sorrengail ailesine kin besleyen Xaden Riorson’ın hedefi olmuştur. Violet’ın hayatta kalmak için tutunabileceği tek meziyeti kıvrak zekâsıdır. Violet bu zekâyı kullanarak akademinin ölümcül sınavlarından geçmek zorundadır. Önünde iki seçenek vardır; mezun olmak, ya da ölmek.

Şimdi oturup ağlayacağım; neden ejderhalar gerçek değil diye oturup ağlayacağım. Ben de ejderha istiyorum, lütfen. Hayır mı? Peki. Zaten yükseklik korkum var. Hıh!

Bu kitabın olay örgüsü içinde bilgiler vermesi hoşuma gitti. Yani olayı anlatırken o kelimenin ne anlama geldiğinin, orada anlatılan olayın nasıl olduğunu o anda anlatması ne kadar büyük bir nimet anlatamam. Başında kelimeler için sözlük bulunan kitaplar sadece baş ağrıtır. Hayır, kesinlikle Çarpan Yürekler Evi’ne taş atmadım; bu sizin uydurmanız.

Açık konuşayım uzun zamandır bu kadar kaliteli ve keyifli bir fantastik okumamıştım. Kitabın anlatımındaki betimlemeler, detaylar makul bir seviyedeydi. Okurken gözünüzde canlandırmak asla zor olmuyordu. Ne klasikler gibi uzun ve migren azdırıcı betimlemeler ne de bazı güncel romanlar kadar sığ; tam kararında olmuş.

Kitaplarda ejderhaların olması klasik olabilir ama bana göre bu kitap kendine özgü bir yapıya sahipti. Sürekli farklı sınavlardan geçmeleri, yaşanan olaylar bir sonraki sayfada neler olacağını merak etmemizi sağlıyordu. Fakat 700 sayfalık kitabın 500 sayfası sadece bu olaylarla geçince bir süre sonra biraz sıkmaya başlıyor insan. Ders, bir sınav, bir olay, başa dön. Olmadı tekrar; ders, bir sınav, bir olay, başa dön. Tam sıkılmaya başlayınca ortama giren cayır cuyurlu, alev ateşli şeyler okuma zevkimi arş-ı âlâya çıkardı. Zaten biraz daha Xaden’ın kaslarının hayali ile yaşarsak düşüp bayılacaktım.

Aklıma gelmişken biraz da Violet’in içten yanmalı bir ergen gibi Xaden Riorson’ın kaslarına ağzı sulanarak bakması, iki lafından üçünün Xaden’ın kasları olmasından konuşalım. Yav kardeş bir dur, bir elleşme, hayatta kalmaya çalışıyoruz şurada diye çığlık atacaktım.

Hele Xaden’ın “Bana âşık olma” dediği yerde “çıt” diye bir ses duydum. Döndüm, baktım ki ne göreyim; kalbim ortadan ikiye ayrılmış. Kendimi 3 çocukla kapıya bırakılmış gibi hissettim. “Boyun posun devrilsin Xaden Efendi, ergen ruhlu sefil herif!” diye mahalle kadınları gibi bağıracaktım.

Hakkını yemeyeyim o sahne dışında Xaden çok iyi bir karakterdi. Adamın karakterini gerçekten sağlam yazmışlar. Kaşı gözü ayrı oynayan, ona buna iş atan, kızı gıcık etmek için saçma sapan yollara başvuran bir karakter değil de tamamen aklı başında, ne yaptığını bilen bir karakter “İşte bu be!” dedirttirdi bana. Özellikle o sümsük Dain’in aksine Violet’ı cesaretlendirerek ilerlemesi ve mücadele etmesi için desteklemesi beni benden aldı. Tek suçu kıza olan aşkını görmezden gelişiydi. Kıza olan düşünceli tavırları, kendinden önce Violet’ı düşünmesi, herkes ne derse desin sorgulamadan Violet’a güvenmesinden sonra gidip aşkını inkâr edince “Salak mısın birader?” diye kafasına bir tane patlatmak istedim.

Xaden’ın yayık ayranı gibi çalkantılı tavırlarından sonra biraz da Violet’ın
cesaretini konuşalım. Kızın hem aşk hem de normal hayatında cesareti takdire şayandı. Kazanamayacağını bile bile ejderhayı korumak için üç adamın karşısında durması, Xaden’a âşık olduğunu anlayınca duygularını direkt itiraf edip “Böyleyken böyle kardeş. Varsa şekliniz aşka bekleriz.” Şeklindeki kendinden emin tavırları beni mest etti. Ayrıca her olaydan zekâsı ile sıyrılması çok iyiydi. Fiziksel olarak kırılgan yapısı, diğerlerine kıyasla kısa boyu onu asla durdurmuyordu. Üzülme Violet, Emilia Clarke’ın da boyu 1.57 ama kadın ejderhaların annesiydi. Zaten ne demişler; mabadı yere yakın olandan korkacaksın.

Peki, Violet’a asla güvenmeyen Dain? Allah’ın cezası sümsük anladık kızın güvende olmasını istiyorsun ama onun yerine karar vermeyi bıraksan mı artık? Ağzına bir tane çakacağım şimdi diye diye okudum kitabı. Köprüden iner inmez Violet’a sarılması deli etti beni “Çek patilerini kardeşim.” diye tepindim olduğum yerde.

Sanırım kitabın uzun olmasının en belirgin nedeni sadece başrollere değil, diğer karakterlere de özel olarak ilgi göstermesi. Yan karakterler de özenle işlenmişti. Ah Liam! Limonlu ve hüzünlü kekim. Bu kitapta favori karakteriniz kim derseniz tabii ki Tairneanach derim. Allah’ım bir ejderhaya âşık olmak ne kadar mümkünse o kadar âşık oldum. Violet’ı her şeyden koruması, zeki konuşmaları ve hayalimdeki ses tonu… Düştüm Allah kaldırma.

Bence Tairn gibi Andarna da ilerde çok önemli bir konuma gelecek. Bana müthiş bir ejderhaya dönüşecekmiş gibi geliyor. Zamanı durdurma yeteneğini kaybetmiş olsa da başka bir önemli olaya dâhil olacakmış gibi bir his var içimde. Onun büyüme aşamalarına şahit olmak heyecan verici olurdu. Tabii haftalarca uyumak zorunda kalmazsa.

Duyduğuma göre Xaden ve Violet’ın daha ilk kitaptan bu kadar yakınlaşması okurların aklına tekrar düşman olabilecekleri ihtimalini getiriyormuş. Ben öyle bir şey olacağını düşünmüyorum açıkçası. Xaden gibi seven, Violet gibi zeki bir kadın gerçekten de tekrar düşman olabilirler mi? Bu erken yakınlık bana düşmanlığın değil de bir ayrılığın habercisi gibi geliyor. Hele ki en son Xaden’ın ortaya çıkan sırlarından sonra.  

Nedense kitabın sonunda Xaden ölecekmiş gibi bir his var içimde. Xaden ölse, buna bağlı olarak da Sgael ve Tairn ölse Violet yine Andarna’ya olan bağı sayesinde hayatta kalır gibi bir matematik kurabiliriz. Yani yazarın Xaden’ı öldürmemesi için hiçbir engel yok. Anlaşıldığı üzere kibrit çöpü kırar gibi boyun kırmaya bayılıyor kadın. Bu seri mutlu bitmezse karnında artık babasız bir bebek ve Andarna’yla savaştan çıkmış bir Violet görürüz gibime geliyor. Buradan bakınca bizi çok büyük bir savaşın beklediğini görebiliyorum. Size önerim bu kitapta hiçbir karaktere bağlanmamanız. Bu kitapta sinek öldürür gibi insan öldürüyorlar.

Seri 5 kitaptan oluşacakmış. Sayfa sayılarının da 1000’e yaklaştığını düşünürsek bizi çok uzun bir yolculuk bekliyor. Umarım bu yolculuğun sonu mutlu biter.

Mutlu bitse de bitmese de ben bu kitaba 10/10 veriyorum. Tam olarak filmi çıksa izlerim dediğim bir kitap bu. Pinterest’de o kadar güzel fanartlar var ki filminin çıkması işin yalvarabilirim. Maliyetli ama gişe rekorları kıran bir film olurdu.

-Sarmaşık

“Binicisi olmayan bir ejderha trajedidir. Ejderhası olmayan bir binici ise ölüdür.”

''Söyle ona, sana zarar verirse durduğu yeri yakarım.''

“’Beni bırakma.’ “‘Asla. Sana doğru bir adım bile atmadan onu diri diri yakarım.’”

“Doğru olduğunu sandığın her şeyin aslında yanlış olduğunu öğrenmek insanı üzer. Yalan rahatlatır. Gerçek ise acıtır.”

"Umut kaypak, tehlikeli bir şeydir. Dikkatini dağıtır ve onu ait olduğu yerde, olanaklarda tutmak yerine olasılıklara yönlendirir."

“Bir nesil metni değiştirir. Sonraki nesil o metni öğretmeyi seçer. Onların ardından gelen nesil büyürken bu yalanlar tarihin gerçekleri olup çıkar.”

Yorumlar

Popüler Yayınlar