TUVALDEKİ YARALAR
USTA! BİR ROMAN PETROV SAR, PAKET OLSUN: TUVALDEKİ YARALAR
Bir Roman Petrov’unuz olsun, 40
milyon borcunuz olsun. Merak etmeyin Roman’ın borcunuzu ödemesi 5 dakikasını
almaz. Hele ki aramızdaki kur farkını düşünürsek…
Rus mafyasının Pakhan’ı olan
Roman Petrov bir suikast sonucu sakat kalmış, tekerlekli sandalyeye mahkûm
olmuştur. Bu durum işini yapmasına engel olmasa da dedikoduların önü arkası
kesilmez ve Roman’ın artık işini yapamayacağı, en azından bir vârise ihtiyacı
olduğu konuşulmaya başlanır. Fakat Roman Petrov ne evlidir ne de evlenip
dünyaya bir vâris getirmeye niyeti vardır. Etraftaki dedikoduları susturmak
için ona borcu olan bir adamın kızı ve aynı zamanda ülkenin en iyi
ressamlarından biri olan Nina Grey ile sahte bir evlilik yapmaya karar verir. Roman;
korkak, arkasına bakmadan kaçacak bir kadın beklerken düşüncelerinin tam tersi
cesur ve biraz da asi bir kadınla karşılaşır. İlk başta sahte olan bu evlilik
zamanla kendini gerçeğe bırakacaktır.
Seri okumaktan pek hazzetmeyen bir
insan olsam da bu kitapların biraz daha ince olduğunu görünce okuyayım bari
dedim. Kısa ve akıcıydı ama kısa olması biraz oldubittiye gelmiş gibi
hissettirmedi değil hani.
Nina’nın Roman’ın tekerlekli
sandalyede olmamasını umursamaması çok güzeldi. Roman’a bu konuda her zaman
destek olması, Roman’ın bu konuda dertlenmesine rağmen Roman’ı koşulsuz sevmesi
işte gerçek aşk dedirttirdi bana. Aynı şekilde Roman’ın Nina’ya olan aşkı da.
Tüm bu aşk meşk olaylarının üstüne Nina’nın
adam bıçakladı diye Roman’a tavır alması biraz komikti. Ben bu vicdan azabıyla
yaşayamam deyip duruyordu ama olay olduktan sonra vicdanından falan bahsetmedi,
sadece Roman’ın kanlı hâlini aklından çıkaramadığını söyleyip durdu. Ne
bekliyordun, adama çiçek atmasını mı? Mafya bu adam mafya, çiçekçi değil. Hani
desen ki bana verdiğin sözü tutmadın ondan bu tepkim ama tuhaf ve karışık bir
tavrın vardı be Nina.
Bu kitaba 6/10 vereceğim. Mafyanın
zoraki evlilik yapması fazla klasik bir konu olmaya başladı. Ben mafya kitabı
olduğu için biraz aksiyon beklemiştim ama maalesef pek fazla aksiyon yoktu. Zaten
ben kitabı konusu için okudum. Kitabın konusu: Roman Petrov.
-Sarmaşık
“Benimle evlen ve ben de bu
savaşı bitireyim.”
“Benden başka kimse sana Rusça
öğretmeyecek. Anlaşıldı mı?" "Tamamdır, kotik." Gözlerimi yumup
başımı iki yana salladım. "Rus Pakhan'ına kedi yavrusu diyemezsin, Nina.
Burada korumam gereken bir imajım var.”
“Roman Petrov'un o adamlarla
uzaktan yakından alakası yoktu ve onu diğerleriyle kıyaslamak, bir ceylanı
kudurmuş bir kaplanla kıyaslamak gibi olurdu. Tamamen farklı türdüler.”
“Garajda patlayıcılarımız,
birkaç kasa el bombamız ve bir ton mühimmatımız vardı. Fakat patlamış mısır
yoktu.”




Yorumlar
Yorum Gönder